Ülkücü Hareketin Emektarı: Yusufiyeli Bekir Dağdelen ile Tanıştık

Selamün Aleyküm,
Sizi ülkücü hareketin, hareketli yıllarında davasının çilesini çekmiş bir büyüğümüzle; Bekir Amca ile tanıştıracağım.
Dün, kendisi de Türk İslam milliyetçisi olan bir hanım kardeşimle, aradığı külliyatı bulmak için Fatih'teki  kitapçıları gezerken yolumuz Vezneciler metrosu karşısında bulunan Yumni İş Merkezi Kitapçılar Çarşısı'na çıktı. Çarşıdaki bütün kitapçıları gezdik, en son olarak pasajın en kuytusunda bulunan ve pasajın en küçük dükkanlarından olan Dokuz Tuğ Kitabevi'ne rastladık.
Pasajın zemin katında, solda en köşede idi Bekir amcanın dükkanı. Camın ardında kocaman bir Atatürk portresi ve göze çarpan Türklükle alakalı kitaplar vardı. (Biri Başbuğ Türkeş'in kitabı idi.) Hal böyle olunca memnuniyet ve şaşkınlıkla başımı kaldırıp dükkanın ismine baktım : Dokuz Tuğ.
Bir anlamı olmalıydı bu ismin ama ne? Dükkan kapalı olduğu için geri dönecektik ki koltuk değnekleriyle karşımızda duran Bekir Amca ile karşılaştık. Belli ki yalnızca dükkan isminin hikayesi değil başka hikayeler de vardı onda. Ayaküstü konuşurken aradığımız külliyattan sonra sorduğum ilk soru idi: Neden Dokuz Tuğ? Bekir Amca, "Vardır elbet bizim için özel bir sebebi" deyince Başbuğun kitabını gördüğümüzü söyledim. (Ülkücü olup olmadığını öğrenmeye çalışıyorum😊) Ülkücü olduğunu söyledi 😊 Ayaküstü tanışmamızdan sonra içeri geçip sohbete devam ettik. Çok şeyler anlattı Bekir Amca.
Evvela Dokuz Tuğ isminin hikayesinden bahsedelim.
Malum yıllarda darbe hükümetince "eşitlik olsun" diye suçsuz yere idam edilen 9 ülkücü şehidin anısına istinaden bu ismi koymuş Bekir Amca. Kartvizitinde gördüğümüz 9 tuğ, o şehitlerin memleketlerine işaret ediyor.

Ne güzel bir ahde vefa örneği. Ama bu amblem yüzünden savcılığa bile gitmek zorunda kalmış Bekir Amca. Şikayet etmişler "Türkiye'den doğuyu çıkarmış bu adam" denilerek. Savcıya " Ben asılan 9 ülkücünün memleketine koydum o işaretleri. Eğer o şehitler Erzurum'dan çıksaydı Erzurum'u da işaretlerdim. Eğer şehitlerden biri Diyarbakırlı olsaydı, Diyarbakır'ı da oraya koymaktan hiç çekinmezdim." şeklinde yanıtlamış aleyhindeki ithamı.
Ağzına sağlık Bekir Amca.

Bekir Amca, Türk Dili ve Edebiyatı öğrencisiyken ülkücülük suçundan tutuklanıyor. Mamak Askeri Cezaevi'nde  4,5 yıl hapis yatmış ve idamla yargılanmış.Okulunu tamamlayamamış ve belli ki buna hala çok üzülüyor. " 4,5 yıl hapis yattım ben, idamla yargılandım. Sonra suçsuzsunuz deyip bıraktılar. Madem suçsuzduk niye bunca yılımı çaldınız, niye hayallerimi çaldınız benim?" diye sitem ediyor devrin darbeci yönetimine haklı olarak.
Devamında söyledikleri ise çok daha üzücüydü. Bekir Amca o zamanlar bacağından vurulmuş ve bu yüzden hala koltuk değnekleri kullanmak zorunda. " Ben nişanlıydım, nişanlım vurulduğumda bile terk etmedi beni ama idamla yargılanıyordum. Yüzüğü attım. Öleceksin, idamla yargılanıyorsun, ne diyebilirsin ki?" dedi. Kelimelerin bittiği yerdeydim. Bunca yıldır okuduğum ülkücülerin o çileli hayatları resmen canlı kanlı karşımda duruyordu. Böyle o kadar ülkücü ağabeyimiz vardı ki... Lakin ilk kez onlardan biriyle sohbet etme imkanı bulmuştuk ve teselli mahiyetinde dahi söyleyebilecek bir şeyimiz yoktu. O anlattı biz dinledik. En sonunda vakit öğlen namazını gösterirken müsaadesini isteyerek kalktık. Çay borcumuz olduğunu, buraya her yolumuz düştüğünde uğrayabileceğimizi söyledi. ALLAH, kendisinden razı olsun.
Her şeyi burada anlatmak mümkün değil lakin sohbetin başında, aradığımız külliyat Ötüken Yayınları'na ait olmasına rağmen kendisinde bulunmayınca Bekir Amca, bacağındaki sağlık sorunundan ötürü kitap almaya bazı yerlere gidemediğini, kitapları taşımanın zor olduğunu, müşteriler gelip kitap sorduğunda "yok" demekten mahcup olduğunu söylemişti. Başkasına rica minnet iş yaptırmak istemediğinden bahsetti.
Bu davaya ALLAH için her şeyini feda eden insanların bu sıkıntılarına çare olamıyorsak ne işe yaradığımızı bir durup düşünmek lazım. Demem o ki Fatih'e, Vezneciler'e yolunuz düşerse veya kitap almak isterseniz ya da hal hatır sorup ahde vefanın gereğini yapmak isterseniz, ki bunu istemek zorundayız, gidin ve Bekir Amca'ya bir selamün aleyküm deyin.
    
 (Ülkücü gazimiz Bekir Dağdelen ve  Ülkü Ocakları İstanbul İl Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım)

Yorumlar

  1. NE ADAMLAR VARMIß...
    ŞIMDI BIZIMKI DE BIR MESELE MIYDI KI...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne adamlar varmış ve ne adamlar hala varlar... bizlerin de o adamlar gibi esaslı insanlar olması önünde hiçbir engel yok aslında. O yüzden onlardan biri olmaya gayret etmek lazım. Gayret bizden takdir ALLAH'tan...

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Kalpten Kalbe Yol Vardır (Fi'l Kalbi Mine'l Kalbi İle'l Kalbi Sebila) "

İstanbul'da Bulunan Ama İstanbul'dan Olmayan Bir Mekan: Pendik Kemal Tahir Kütüphanesi

"... Ve Cihan, Gönül Kadar Geniş Değildir."