SEYYİD AHMET ARVASİ ( Aziz hatırasına saygı ve minnetle...)




"Ben İslam iman ve ahlakına göre yaşamayı en büyük saadet bilen, büyük Türk milletini iki cihanda aziz ve mesut görmek isteyen ve böylece İslamiyeti gaye edinen Türk milliyetçiliği şuuruna sahibim."
Bugün bu yazıyı çok sevdiğim ve hürmet ettiğim, davamın mihenk taşlarından biri olan, ALLAH Resulünün mübarek soyundan yetişip, Oğuz'un soyuyla gönül bağı ile hemhal olmuş bir güzel zattan bahsetmek için kaleme alıyorum. Kendisini anlatacak yeterli  kelama sahip olmadığım düşüncesinde olmama karşın gönlümdeki muhabbet hissi en azından dilim döndüğünce vefatının 29. yıl dönümünde Arvasi hocayı buradan anmaya mecbur kıldı.


Seyyid Ahmet Arvasi, isminden anlaşılacağı üzere seyyidtir. Yani iki cihan serveri, ALLAH'ın Resulü, Hz. Muhammed Mustafa sallalahu aleyhi vesellem efendimizin mübarek soyundandır. Evlad-ı Resul olan Arvasi hocamız, memleketimizin Van vilayetine bağlı Arvas (Doğanyayla) köyündendir. Merhum Seyyid Ahmet Arvasi, ömrünü ilme adadığı gibi son nefesini de daktilosu başında yine bu millete hizmet ederken vermiştir. ALLAH, kendisinden sonsuz kere razı olsun. Hayatına ilişkin temel detayları bulabileceğiniz çok sayıda internet adresi olduğu için merak edebileceğiniz detayları öğrenmeyi size bırakıp asıl değinmek istediğim hususa geliyorum.

Arvasi Hocayı, seyyid olmasının yanında bizler için ayrıcalıklı kılan diğer unsur kendisinin, inandığı dava olan Türk-İslam mefkuresine olan hizmetidir. Arvasi Hoca, ömrünü Türk milletinin özüne dönmesi, Türk gençliğinin, Ülkücü gençlerin; mevcudiyetlerinin, temel değerlerinin bilincinde olması, bu değerleri anlaması ve yaşatması uğrunda kıymetlendirmiş, kalemini silah bilmiş ve ilim cihetinden cümle küffar ideolojilerle cihat etmiş; ufkumuzu genişleten, ruh köklerimizi bize tanıtan ve milli-manevi şuurumuzu ilmi ve İslami açıdan dayanaklarla ayakta tutan eserler yazmıştır. Eserleri, üzerinden yıllar geçmesine rağmen vatansever Müslüman Türk gençliğinin, bugün hala başucu kitapları olma niteliğini yitirmemiştir.

Seyyid Ahmet Arvasi'yi, diğer fikir adamlarından ayıran en belirgin özelliği inandığı Türk milliyetçiliği düşüncesini ince ince İslam tezgahında dokumuş olmasıdır. O, fikirlerinde her daim ALLAH ve Resulünü ölçüt almış, asla İslam'ın hudutlarından çıkan yanlış bir düşünceye bulaşmamış ve daha ötesinde milliyetçiliği, düşürülmeye çalışıldığı İslamsızlık çukuruna asla yaklaştırmamıştır. Türk-İslam milliyetçiliğinin ırkçılıkla bağdaşmadığını ve doğrudan ancak İslami niyetlerle benimsenebilecek bir fikir olduğunu Türk-İslam Ülküsü eserinin özellikle ilk cildinde hakkıyla anlatmıştır. Arvasi; yine aynı eserinde Türkçülük ve İslamcılığı ayrıştırmak isteyen ve ayrı ayrı suni cepheler meydana getirmeye çalışarak, bizi bize kırdırmak isteyen, günümüzün de bozuk zihniyetlerini peydah eden fitnebazlara Türkçe ve İslamca ilmi darbeler vurmuştur. Bu muazzam eserin mutlaka rıza-i ilahiyi gözeten Türk neslince okunmasını tavsiye ediyoruz.

Arvasi Hoca, eserlerinde milliyetçiliğin ve mukaddesatçılığın gereği olarak birçok konuyu işlemiştir: Türkçülük ve İslamcılık dendiğinde akıllara gelebilecek dar tasvirin dışına çıkarak milletimizin kültürü ve dinimizin gereklerine uygun olarak toplumu ele almış, milletini çok iyi tanımış gerçek bir aydın olarak batıl sistemler ile Türk İslam düzeninin getirdiği sistemi mukayese etmiş; ailevi yapıdan, kadınların haklarına kadar birçok konuyu kültürümüze ve dinimize uygun izah etmiştir.
Arvasi hoca, ekonomiyi de Türk-İslam çerçevesinde ele almış, vurgunculuğa, ahlaksız ticarete satırlarında adeta savaş açmıştır. Ekonomik sıkıntılar solcular tarafından bu kadar istismar edilirken, solcular batıya güya nefret kusarken içlerinden Seyyid Ahmet Arvasi gibi ahlaki ve sağlam ekonomik teoriler ve görüşler bildiren, yıkıcı olmak yerine yapıcı olmayı tercih ederek milletinin değerlerine uygun yeni çözümler ve izahlar getiren, batının insan yiyen gövdesini eleştirip yine batılı fikirler savunmak yerine bizden olan milli ve dini uygulamaları tavsiye edebilen şuurda bir aydın çıkaramamıştır. Ve elbette ki ancak milletinin derdiyle hakiki manada dertlenenlerin bu şuuru taşıyacağını bildiğimizden; Arvasi Hoca gibi bir aydının ülkücü hareket içinden çıkmasına şaşırmadık.
Yine millet, ırk, devlet, teşkilat mefhumlarını da aynı şuur içinde ele alan Asrın Yesevisi Seyyid Ahmet Arvasi; bir Arap olarak kendisini Türk milliyetçiliğine adayarak millet mefhumunun yalnızca soya dayalı bir unsur olmadığını çok güzel açıklamış, ülkücü fikriyata atılan ırkçılık ve dinsizlik iftiralarını adeta tüm benliğini delil göstererek bertaraf edecek kuvvetli bir örnek olmuştur.

"Ben Afrika'nın ortasında doğmuş bir zenci olsaydım ve yine bu aklım da bende olsaydı yine Türk milliyetçisi olurdum. Çünkü ben Amentü'ye iman ettiğim gibi iman ediyorum ki, Türk milletinin de İslam aleminin de mazlum milletlerin de kurtuluşu Türk milliyetçilerindedir, Türk-İslam ülkücülerindedir. "
-Seyyid Ahmet Arvasi

"Bir kere Sahabe-i Kiram'dan sonra İslam'a en büyük hizmeti yapan Türklerdir. Bu millet yüzyıllarca İslam kültür ve medeniyetinin gelişmesine de maddi manevi büyük katkıları olmuştur. Türk milleti İslam'la bütünleşmiş ve iç içe girmiş bir millettir. Batıya, Avrupa'ya gittiğinizde hangi millettensin diye sorarlar. Eğer Türk'üm dersen ikinci soruya muhatap olmazsın. Çünkü bilirler ki sen Müslümansın. "
-Seyyid Ahmet Arvasi

Yaşamı boyunca inandığı değerlerin aynı zamanda en güzel canlı örneği olan Arvasi Hoca, bu güzel ve temeli sağlam düşüncelerini Başbuğ Alparslan Türkeş Beyin yol arkadaşlığıyla taçlandırmıştır. Bugün bir Arap olan Arvasi Hocanın kendisine dava olarak Türk milliyetçiliğini, lider olarak Başbuğ Türkeş'i seçmesinin sebeplerini anlarsak; inşaALLAH beraberinde birçok meseleyi de anlamış olacağız. 
Şimdi bu anlattıklarımızı Arvasi Hocamızın kaleminden dökülenleri sunarak tasdik edelim.

Arvasi Hoca, milliyetçilik şuurunu Türk-İslam Ülküsü eserinin ilk cildinde işte bu sözlerle tanımlamıştır:

"Ben İslam iman ve ahlakına göre yaşamayı en büyük saadet bilen, büyük Türk milletini iki cihanda aziz ve mesut görmek isteyen ve böylece İslamiyeti gaye edinen Türk milliyetçiliği şuuruna sahibim. Benim milliyetçilik anlayışımda asla ırkçılığa, dar bölgeciliğe ve dar kavmiyet şuuruna yer yoktur. İster azınlıktan gelsin ister çoğunluktan gelsin her türlü ırkçılığa karşıyım. Bunun yanında şanlı Peygamberimizin 'Kişi kavmini sevmekle suçlandırılamaz', 'Kavminin efendisi kavmine hizmet edendir.' ve 'Vatan sevgisi imandandır.' tarzında ortaya koydukları yüce prensiplere bağlıyım."

"... Türk-İslam ülkücülerinin fikir sistemi ALLAH ve Resulünün çizgisinde yürüyen aklı-ı selim sahibi, bir yüce veliler ve mütefekkirler kafilesince yoğrulmuştur."

Arvasi Hoca aynı eserde bakalım inandığı Türk-İslam ülküsünün savunucusu ülkücüler için ne demiş:

"...işte bu karanlık tablo içinde, yalnız Türkiye'de bir ümit ve iman ışığı belirmiş bulunmaktadır; İslam iman ve ahlakından güç alan yeni bir ülkücü nesil, tarihimizin bağrından fışkırmış ve her gün biraz daha güçlenerek gelmektedir. Bunlar, 'Müminlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı onurlu ve zorlu, ALLAH yolunda savaşan ve kınayanların kınamasına aldırmayan' yiğitlerdir. Bu nesil ALLAH'ın Türk milletine ve İslam dünyasına ihsanıdır."

Az evvel bahsettiğimiz "suni cephe" meselesini Arvasi Hoca, eserlerinde birçok kez detaylıca dile getirmiş olsa da biz size bir kısmını sunacağız ve hakikati merak eden kardeşlerimizin bizim sunmadığımız detaylar için Arvasi Hocayı okumalarını temenni edeceğiz:

"Düşman, karşısındaki güçleri parçalayarak onları birbirine düşürerek, kolay yutulur lokmalar haline sokmak ister. Mesela, sanki bir insan hem dindar, hem milliyetçi, hem medeniyetçi olamazmış gibi, bu değerleri birbirine zıt programlar durumuna sokarak,  hiç yoktan çatışan güçler meydana getirir. Bu oyunlarını, o kadar ustaca planlar ki, tertiplerini anlamak için bazen olayların üzerinden elli veya yüz sene geçmesi gerekir. Mesela Osmanlı-Türk Devletinin parçalanması ve ortadoğunun sömürgeleştirilmesi için, dinimizin ve milliyetimizin düşmanları, din ile milliyetçilik arasında zıddiyet ve düşmanlık duyguları doğurmayı planlamış olduklarını şimdi itiraf ediyorlar. "

"...öte yandan Müslüman Kardeşler hareketi ile de ' İslamda milliyetçilik yoktur.' propagandası ile milletleri çökertmek ve bu suretle -çok kahpece bir planla- birbirine zıt 'İslamcı' ve 'milliyetçi' suni düşman kamplar doğurmak istemişlerdir."

"Türk milliyetçisine düşen görev. bütün varlığı ile bu oyunu her şeyden önce kendi yurdunda bozmak olmalıdır. Bu ülkede, suni olarak birbirine düşman güya Türkçü ve güya İslamcı cepheler meydana getirmek isteyen hain ve kahpe oyunların karşısına, bir Müslüman Türk olarak ve tarihine yakışır bir biçimde çıkmalıdır." 

Seyyid Ahmet Arvasi, ırk ve millet mefhumlarını ise bu sözlerle izah eder:

"Türk milliyetçiliği, politikasını biyolojik ırkçılık üzerine kurmayı reddetmekle beraber, içtimaî ırk gerçeğini inkâr ve ihmâl etmemelidir.

İçtimaî ırk, biyolojinin konusu değildir, sosyolojinin konusudur. Bir milleti teşkil eden fertlerin, ailelerin, sınıf ve tabakaların soy birliği şuurudur. Ortak bir şuur tarzında beliren mensubiyet duygusunun ve kan birliği şuuru biçiminde duyulmasıdır. Zâten biyolojik verasetin yanında, ortak kültür, ortak coğrafya, ortak hayat tarzı ve ortak mücâdeleler, bir milletin fert ve tabakalarını hem ruhî, hem de fizik bakımından bir birine yaklaştırır." (...)

"Kimse biyolojik verasetini tâyin irâdesine sahip değildir. Ama içtimaî ırk tercihe açıktır. Aynı tarihe, aynı kültüre, aynı din ve ülküye sahip olan insanlar arasında kan ve soy birliği şuurunun güçlenmesine yol açar." (...) " Türk milliyetçisi, Türk içtimaî ırkını benimser, sever ve sevdirirken ailelerini de bu espiri içinde kurmaya çalışır. Kozmopolitlikten hoşlanmaz. Bununla beraber, başka içtimaî ırkları da Allah'ın bir âyeti olarak değerlendirir."



İşte Arvasi hocamızın izahları üzerinden Türk-İslam milliyetçiliğinin özü.
Biz Türkler ashabı kiramdan sonra İslam'a en çok hizmeti etmiş toplumuz. Tertemiz ehli sünnet Müslümanlarız. Tarih şahittir ki  Türk milleti bu ümmetin bel kemiğidir, tek umut ışığıdır. Hem tarih hem bugünümüz şahittir ki Türk milleti ALLAH'ın kılıcı cesur bir millettir. Mazluma uzanan eliz biz, yüzünü güldürdüğümüz yetimiz. Zalime Yavuz isekte; mazluma, dosta Yunusuz biz.
Tarihimiz ve bugünümüz bizlere ALLAH'ın dininin Türklerin eliyle yayılabileceğini ve mazlum İslam coğrafyalarının ancak Türk güçlü olduğunda ve onları himaye ettiğinde özgür olabileceğini gösteriyor. Cenabı Hakk bu mefkureler için gereken cesaret, iman ve inanç hasletlerini bu aziz millete nasip etmiş ve tarihini ispat kaynağı kılmıştır. Arvasi Hocamızın da izahlarından anlaşıldığı üzere milletini sevmenin ve yüceltmek istemenin dinimizce bir mahsuru yoktur ve Türk milleti de zaten cihan hakimiyetini ancak İslam iman ve ahlakıyla elde edebilmektedir.
Şimdi kabul edilmelidir ki insanlık aleminin mutluluğu ancak Türk- İslam Ülküsünün muvaffakiyetiyle sağlanır. O halde tek çaremiz bilgili, ülkü sahibi, özünü bilen bir Türk-İslam gençliği yetiştirmektir; kaypaklıktan iğrenen, rükudan başka yerde eğilmeyen, dünyevi ve kişisel menfaatlerini; vatanının ve dininin menfaatlerine feda etmekte tereddüt etmeyen, nereden geldiğini ve nereye gideceğini bilen, ömrünü sistemin dayattığı malayani ve laubali işlerde tüketmeyen, Nizam-ı Alem ve İlay-ı Kelimatullah davasına ömrünü vermeyi şahsına şeref bilen bir Türk-İslam gençliği... O gençler biz olalım! Bulandırılmış, soydan koparılmış suni İslamcılıktan, dine düşman aksettirilen Türkçülükten sıyrılıp Türklüğün ve İslam'ın özüne sahip çıkalım!
ALLAH rızası için adanmış ülkücü ömürlerden, yalnızca biri idi Arvasi Hoca. Fikir dünyamıza emeği çoktur. Bu hakkı ödemeye yetmeyeceğini bile bile dilimiz döndüğünce onun en azından fikirlerinin kurulu olduğu temeli anlatmaya çalıştık. Kusurumuz, eksiğimiz çoktur. ALLAH burada ki eksiklerimizi milletimize ettiğimiz hayır dualarını kabul ederek tamamlasın ve yeniden Türk-İslam'la dirilmeyi bu güzel millete nasip etsin.
Cenabı Hakk, Seyyid Ahmet Arvasi Hocamızı, peygamber efendimize komşu kılsın.













Yorumlar

  1. Bugüne kadar gördüğüm en güzel blog sayfası. Başarılarınızın devamını dilerim inşallah. "Selam olsun vatan sevdalılarına."

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Kalpten Kalbe Yol Vardır (Fi'l Kalbi Mine'l Kalbi İle'l Kalbi Sebila) "

İstanbul'da Bulunan Ama İstanbul'dan Olmayan Bir Mekan: Pendik Kemal Tahir Kütüphanesi

"... Ve Cihan, Gönül Kadar Geniş Değildir."