HOCA " #KIYAFETİMEKARIŞMA! "
Kadınlar üniversiteye gidebilir mi, kaşlarını alabilir mi, pantolon giyebilir mi vs vs.
Son günlerde oldukça hararetli bir biçimde bu mesele tartışılıyor. Malumunuz İhsan Şenocak Hoca, geçenlerde bu konuda kız babalarına vaaz etti. Bu vaazın üzerine CHP'li mv. Tur Yıldız Biçer'in, İhsan Şenocak'a, cımbız ile pantolon göndermesinden tutun, oyuncu Birce Akalay'ın tweetleri başta olmak üzere kadınlardan da birçok sert tepki geldi.
Evvela İhsan Şenocak ne demiş onu iyice anlayalım :
Son günlerde oldukça hararetli bir biçimde bu mesele tartışılıyor. Malumunuz İhsan Şenocak Hoca, geçenlerde bu konuda kız babalarına vaaz etti. Bu vaazın üzerine CHP'li mv. Tur Yıldız Biçer'in, İhsan Şenocak'a, cımbız ile pantolon göndermesinden tutun, oyuncu Birce Akalay'ın tweetleri başta olmak üzere kadınlardan da birçok sert tepki geldi.
Evvela İhsan Şenocak ne demiş onu iyice anlayalım :
Şimdi ne dedi bu hoca? ''Kızın pantolonla okula giderken için acıyor mu...'' dedi, ''18 yaşındaki kızın kaşını aldırıp okula giderken yüreğin parçalanmıyorsa...'' diyerek ergenlik çağından sonrası yani artık fiillerimizden ötürü günahlarımızın yazıldığı bir yaşta kızların kaşlarını aldırmasının haram oluşuna, bu süslenme ve beğenilme iç güdüsüyle kendi gibi genç kızların ve genç erkeklerin beraber bulunduğu bir ortama, üniversiteye, gitmesine dikkat çekiyor. İhsan Hoca devam ediyor:'' ... kızın kot pantolonuyla yürüyor, delikanlılar arkasına takılmış gidiyorlar...'' diyor.
Eveet, vaazın bu kısmı bizim konumuz. Birçok insanın şiddetle karşı çıktığı ve türlü sapık zihniyetlerle bağdaştırdığı cümleler, bunlar.
Her şeyden evvel şuna açıklık getirelim ki İhsan Hoca, bu vaazında kızların üniversiteye gitmemesini değil, tesettürünü, mahremiyetini koruyarak gitmesi gerektiğini vurguluyor. Zaten bunu İhsan Hocayı dinleyenler, takip edenler bilirler. İlk kez anlatılan bir mesele değil.
Şimdi bunlara karşı çıkan arkadaşlar, "Kıyafetime Karışma!" diyorlar. Lakin kime diyorlar? Din alimleri mi karışmasın? Şurada bir anlaşalım: hocalarımız vaaz ederken kendi fikirlerini değil, İslam'ın hükümlerini bildiriyorlar. Yani hanım kardeşim, sen öyle feminist eda ile karışma, etme derken tepkini hocalara değil, bu dine, dolayısıyla ALLAH'a vermiş oluyorsun.
Bir mesele hakkında bir din adamı konuşuyorsa, konuşan arkadaşınmış gibi davranamazsın güzel kardeşim. Önce alime hürmet etmeyi öğrenmemiz lazım. Bu konuda çok eksiğiz. Daha sonra "Bu hoca böyle diyor ama benim içime sinmedi, acaba diğer ehli sünnetten, güvenilir, hocalar bu bahsi nasıl izah ediyorlar, bu mesele ile ilgili ayetler-hadisler nelerdir, alimler bu ayetleri nasıl tefsir etmiş, hadisleri nasıl açıklamışlar?" diye sormamız gerekiyor.
Bu usul şuna benzer: Hasta olduğunuzu farz edin. Kendi kendinize teşhis koyamaz, kendinize reçete yazamazsınız. O halde ne yapacaksınız? Elbette ki işin ehline yani tıp fakültesinde tahsil almış bir uzmana görünürsünüz. Doktorun teşhisini sorgulayamazsınız çünkü ilminiz yoktur. Peki yanlış teşhis konduğunu nasıl anlarsınız? Bir başka doktora gider ve hastalığınızın ne olduğunu öğrenirsiniz. Belki sonra bir başka doktora daha görünürsünüz. Doğru teşhis konulup, reçete yazıldıktan sonra ne yaparsınız? Doktorunuzun önerdiği tedaviye başlarsınız, ilaçlarınızı içersiniz vs.
Bu tabloda üzerinize düşen vazife yalnızca doğru ilim adamını bulmak ve önerisini tatbik etmektir.
Fakat nedense iş İslam ilmine gelince işin rengi değişiyor ve birçok karmaşa ortaya çıkıyor. Çünkü İslami meselelerde herkes İslam ilminin ehli gibi davranıp, kendi nefsine göre fetva vermeye kalkıyor. Diğer bir deyişle kimse hasta olduğunu kabul etmiyor ve herkes reçete yazmaya kalkıyor.
bunun sebebi tıbba duyduğumuz saygının yarısını bile dinimize duymuyor oluşumuz. Dinine saygı duymayan ve hatta dininden haberdar olmayan kitleler, işlerine gelmeyen hakikatleri söyleyen hocalara karşı böyle cephe alıyor maalesef. Halbuki o hocalar olmasada bu hükümler ayetlerde, hadislerde zaten var. Hocalar yalnızca var olanı halka aktarır. Kime kızıyoruz o halde? Ne diyelim ALLAH, hidayet etsin.
Birde bu vaazı pantolon mevzusundan ötürü kadın düşmanlığı olarak algılayan çok enteresan bir kesim var. Okuldu, kaştı vs. bunlar bir yana ama kadınların giyimleriyle alakalı söyleyecek o kadar çok şey var ki...
Derdiniz eğer kadına saygı ise kadına değer ise orada bir duracaksınız. Aklı başında hiçbir Müslüman, dar ve açık saçık kıyafetler giymenin kadının özgürlüğü olduğunu iddia edemez. Kadına ulaşmanın özgürlüğü ile kadınların özgürlüğü arasında çok ciddi bir fark var. İslam'da, bu farkı gözler önüne sermiştir. Kirli bakışlardan ve iğrenç hayallerden, kadını tesettür ile muhafaza eden bir dinin alimini, kadın haklarını ancak bu haram bakışların ve kirli hayallerin sahiplerinin elleri, kadınlara uzanınca hatırlayan ve ahlaktan ahkam kesenler anlayamaz ve asla ulemayı kadın düşmanlığı ile itham edemezler. Sizin kadın hakları hassasiyetiniz ancak kadınlar tacize, tecavüze uğrayınca aklınıza gelirken İslam, kadına ulaşabilecek bu zararın önüne geçmek için önce erkeğe daha sonra kadına tesettürü emretmiştir. Sizler bilmezsiniz lakin kadın düşmanlığıyla itham edip hem de mensubu olduğunuz din, erkeklere de tesettürü emretmiştir. Göz kapaklarını erkeklere tesettür yapmış ve namahreme bakmaktan men etmiştir. Yine siz bilmezsiniz lakin bizim dinimizde erkekler, harama bakmaz, hanımlarımız bakışları üzerine çekmekten haya eder.
Zihninizdeki bulanıklıkları, kelimelerle saklayamazsınız; istediğiniz gibi giyinmeyi, bakışları üzerinize çekmeyi, kadını cinsel bir obje düzeyine düşürmeyi özgürlük olarak niteleyerek ümmetin kızlarının tesettür hassasiyetini kıramayacaksınız. Erkeklere "bakmasın" diyerek alttan alta, bakılmasında mahsur olduğunu kendinizin bile itiraf ettiği vaziyette sokağa çıkıp, erkeğin bakmamak farziyetini kabullenip, hanımların örtünmesi vazifesini inkar etmek hangi dinin anlayışı bilemiyoruz lakin İslami bir düşünce olmadığını biliyoruz.
Hülasa İhsan Şenocak Hocanın bizzat İslam'ın hükümlerini tebliğ ettiği vaaz üzerinden başlayarak aslında İslam'a yapılan saldırılara vicdanen cevabımdır. Aslında değinilecek çok nokta var ama bunun için sayfalarca yazı yazmak lazım. Hoş, bunca ulemanın anlattığını anlamak istemeyene bizim gibi aciz bir kul sayfalarca yazı yazsa ne fayda...
Bir kadın olarak İhsan Hoca üstünden dinimin gereklerine yapılan bu çirkin saldırılarda duyduğum düşüncelerin asla benim ve hemcinslerimin özgürlüğünü savunduğunu düşünmüyorum. Benim özgürlüğüm İSLAM'dadır.
ALLAH razı olsun İhsan Şenocak Hocam.
Allah razı olsun
YanıtlaSil